Herkese Merhaba, İnsanların hayallerini gerçekleştirmesi kadar büyüleci bir şey varsa o da doğanın ta kendisi.
Öncelikle biraz kendimden bahsetmek istiyorum. Gaziantep'te doğdum büyüdüm. İlkokuldan sonra okula gönderilmedim, çocukluk dönemimde yazı yazmak, kitaplar ve hayal kurmak beni ayakta tutan ve şu an hayatımın temeli olan yegane değerleriydi. Yapmak istediklerimle ilgili bana yol gösteren kitaplarımla birlikte başlayan yolculuğun ilk durağı 2003 yılında Harran Üniversite Radyo Televizyon bölümüne girmek oldu Tabi bu arada Orta ve Liseyi dışardan tabir edilen Açık Öğretimde tamamlayarak. Sinemaya özellikle belgesel çekmeye Urfa'da üniversite yıllarında başladım. he bu arada kısa ve özet yazmaya çalışıyorum. Hem çalıştım hem okudum. Muhabirlik, radyo ve televizyonda bir çok alanda hem kamera hem mikrofon tuttum. 2009 yılında İstanbul Kültür Üniversitesi İletişim Tasarımı yönetmenlik modülüne yüzde yüz burslu okumaya hak kazandım. İstanbul'da belgesel çekmeye devam ettim, belgesel artık hayatım olmuştu, sırası ile "
Aya Mama" deresi
"Emek Sineması" ve lisans bitirme projem olan
"Lale Sineması"nı çektim. Kendi projelerimin yanında yine öğrenci olan arkadaşlarımın setlerinden çalıştım. Lale Sineması belgeselim ile ulusal ve uluslararası bir festivalden ödüller aldım. 2014 yılında Antalya'ya yerleştim. Akdeniz Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü'nde Yüksek Lisans öğrencisiyim. Yüksek Lisans Tezim "
İnsan ve mekan" üzerine çalışmalarım devam ediyor. 2020 yılında"
Kale'nin Bekçileri" adlı belgesel çalışmamı gerçekleştirdim.
"Kalenin Bekçileri" Ulusal ve Uluslararası bir çok festivalde finale kaldı. 2019 yılından bu yana Antalya Belek Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi Radyo Televizyon Sinema ve İletişim Tasarımı bölümünde "Film Yapımı", Senaryo, Yaratıcı Yazarlık, Fotoğraf gibi dersler de Öğretim Görevlisi Olarak ders vermeye devam ediyorum. Bu belgesel film projemizde de hem işinde uzman hem de öğrencilerimle bir ekip oluşturdum.
"Birlikte çok şey başarabiliriz" Nelere İhtiyacımız var...*- "Onlar Ölürse" belgesel filmimiz yaklaşık iki yıldır üzerinde çalıştığım Antalya ve çevresinde bulunan Maden ve taş ocakları için kesilen Sedir ormanlarına odaklanıyor. Çekim için Antalya'nın İlçeleri olan Korkuteli, Elmalı, Finike, Kumluca, Demre gibi bu sayı çağılabilir, maden ve taş ocaklarının yoğunlukta olduğu yerlerde, doğaya ve ormana verdiği tahribatı çekmek için yol, konaklama, yemek, araç kiralama gibi harcamalarımız olacak. Ayda 4 ile 5 gün arası toplanda 6 ayda bitirmeyi planlıyoruz. Bölge dağlık ve arazi olduğu için ön çekimlerimde edindiğim tecrübe ile çekimler çok uzun sürmekte.
- Diğer harcamalar ise ekipmanlar. Film çekimi için kiralamak istediğimiz kamera, objektif, tripot mikrofon, ses kayıt cihazı gibi gereçler edinmemiz gerekiyor. Aynı zamanda çekeceğimiz görüntülerin depolaması için hard disk ve hafıza kartları almamız gerekiyor. Desteğinizin bir kısmı da burada harcanacak.
Son kalem ise festival ve yarışmalar. "Onlar Ölürse" belgeselini çektikten sonra ulusal/global film festivalleri ve yarışmalarına göndermek, uluslararası arenada da ülkemizi temsil etmek istiyoruz. Bu belgeselin evrensel bir derdi olduğuna ve tüm insanlığın bu dünya için bir şey yapması gerektiğine inanıyoruz. Bu organizasyonlara katılım ücretleri için de bir kalemimiz var.
![](https://s3.eu-central-1.amazonaws.com/fongogobucket/DC/Temp/958494d480d44d9f8fbbbef98c45a520)
Ödüllerimiz
- Öncelikle bir belgeselin yapım ekibinin içinde yer almak, değerli destekleriniz karşılığında bizim de kişisel sosyal medya hesabımdan teşekkür videoları, imzalı ve baskılı film afişleri, "Onlar Ölürse" tasarımlı kendi ellerimle yapmış olduğum seramik kupalar ve t-shirtler, gösterim davetiyeleri, jenerikte teşekkür, jenerikte "Ana Sponsor" unvanı gibi ödüllerimiz olacak.
Bu Belgesel Neden Bu Kadar önemli....Hep birlikte bir belgesel film çekmeyi, yayınlamayı ve tüm dünyaya izletmeyi gelin birlikte yapalım.
Bir insana, canlıya hatta nesneye bile destek olmak varlığını yeryüzünde daim ettirmek insanın en büyük yaşam ve onur kaynağıdır. Bir masanın ve sandalyenin bile ayakta durması için yeterli sayıda ayaklara ihtiyaç duyar. O yüzden birbirimize her anlamda ihtiyacımız var. Çekmek istediğimiz bu belgesel için sizin desteğinizi sadece maddi olarak değil kalben, ruhen ve gücümüzün yettiğince var olan ormanlarımızın yok olmadan korunması, ağaç hatta orman olmayan yerlere en yakın zamanda sivil düşünce hareketi ile yaygınlaştırmamız gerekiyor.
Evrensel bir mevzunun kendi coğrafyamızdan başlayarak tüm dünyaya yayılan ve herkesin sesini daha fazla yükselteceği bir konu etrafında toplanmaktan dolayı onur duyacağımız bir belgesel olacak.
Yeryüzünde insan yalnız değil, bütün canlılarla ortak bir gezegende daha temiz bir hava ve içilebilir su kaynaklarının çoğalması için daha fazla topluluklara ulaşmak zorundayız. İşte tamda bu anlamda bu belgesel
"Onlar Ölürse" bütün evren için gerekli olan oksijen ve su kaynaklarımızın ana vatanı olan ormanları yok etmeden bütün canlılarla birlikte ortak yaşam alanımızı korumak zorundayız.
SinopsisAntalya Kumluca'nın kalbinde, adeta bir doğa müzesi olan Dibek Tabiatı Koruma Alanı'nda, zamana direnen bir tanıkla başlıyoruz:
ambar katranı olarak bilinen eşsiz sedir ağacı. Yöre halkının sevgiyle 'ambar katran' diye andığı bu sedir, neredeyse 2500 yıllık bir ömre sahip. Belgeselimiz
dünyaya, zamana ve insana meydan okumuş bir bilge ağacımız kendi neslini korumak için gözlerimizin içine bakıyor. Oysa biz doğaya, toprağa, suya ve ormanlara muhtacız. Akdeniz kıyı bölgelerinde giderek artan maden ve taş ocaklarının sayısı ve yok ettiği ormanlar artık bizimde bir şeyler yapma derecesine geldiğini ve geçtiğini göstermekte..“Onlar Ölürse…”
Belgesel Akışı..
Toroslar ve Akdeniz Kıyıları Çevre Koruma Derneği (TORAÇDER), kurucularından ve şu anda dernek başkanı olan Bayram Taşel Antalya ve Akdeniz kıyılarında bulanan Sedir ormanları ve doğa ile birlikte kurduğu bağ üzerinden hem insanın hem de doğanın hafızası düzleminden gözleme dayalı olarak bana yeni bir belgesel çekme fikri geliştirme imkanı tanıdı.
Belgesel çalışmamız, Antalya’nın İlçeleri olan Kumluca, Korkuteli, Elmalı, Finike, Kaş gibi maden ve taş ocaklarının çevreye verdiği tahribatı ve bu madenler için kesilerek yok edilen Sedir Ormanlarını odağına alır. Belgeselimizin içinde sinema dilini yoğun olarak Antalya ve çevresinde bulanan ve doğanın eşsiz güzelliğinin yanında kesilen ağaçlarla bir kontrast kurarak izleyici hem ilçelerde açık hava sineması olarak hem de yurt içi ve yurt dışı festivallerde insanlarla buluşturmak istiyoruz.
Belgesel filmimiz ayrıca doğanın hafızasına, belleğine 2000 küsür yaşında ve koruma altında olan bilge bir Sedir ağacından başlar. Doğanın insana değil insanın doğaya hava, su ve toprağa ihtiyacı var. Yaşamak ve gelecek nesiller için başka bir dünyanın varlığı arama yerine elimizde olanı koruma ve onun doğasına, belleğine bize sunduklarına muhtacız.
Ayrıca konusunda uzman olan sırası ile
Türkiye Orman Mühendisleri Genel Bşk Salih Sönmez,
Sedir Ormanları Araştırma Eski Müdürü Yusuf Cengiz,
TOREÇDER Başkanı ve Çevre Aktivisti olan Bayram Taşel
Antalya Orman Müh Eski Şube Bşk Afşin Karaca İle yapılacak röportajlarla belgeselimizin içerik ve konu ile ilgili bilim insanlarının görüşleri katkı sağlayacaktır.
"Sinemanın Gücüne İhtiyacımız Var"Ülkemizde Sivil Toplum denildiğinde ilk aklan gelen boş vakit geçirme mekanları, grupları olarak anılsa da buna hiç bir zaman inanmadım, kitleler üzerindeki etkisi tartışılmaz en güçlüsü olan sinemanın gücüne her zaman inanan biri olarak Antalya ve Akdeniz kıyılarında meydana gelen orman yıkımlarını önce göstermek daha sonra toplumsal farkındalık oluşturmak ve daha sonra bunu önlemenin sesi olmak için "Onlar Ölürse" belgeselin bir parçası olalım. Bu belgesel filmin bitmesi için tek eksiğimiz "SİZSİNİZ" Gelin bu filmi birlikte bitirelim, ormanların ve ağaçların bize değil bizim ormanlara ihtiyacımız var.
"BİZ İNANIRSAK HERKES İNANIR" Dünya'nın değişen iklimleri her geçen gün daha da hissedilir hala geldi. Ağaç ve ormanların önemini giderek aldığımız her nefeste ve içtiğimiz su da, iş hayatında ve her koşulda daha da hissedilir hale geldi. Özellikle kendi coğrafyamızdan başlayarak kuraklaşma, iklim değişikliği ve temiz su bulma konusunda kendi sanatım olan sinema ile bir farkındalık yaratma çabasında yaşadığım yüzyılı belgelemek ve bir an önce bir şeyler yapmak adına bu belgeseli çekmek için desteğinize ihtiyacım var. Birlikte başaracağımıza inanılmaz güveniyorum. Şu an bu satırları yazarken birle o kadar heyecanlıyım ki ellerim titriyor, "
doğanın bize değil bizim insan olarak doğaya",
ağaca ve en önemlisi de temiz su kaynaklarına ihtiyacımız var. İşte tam da bu yüzden bir an önce bir şey yapmak özellikle sinemayı kullanarak göstermek istiyorum
Daha önceki deneyimlerimden yola çıkarak bu belgeselle bir çok festival aracı ile çok fazla insana ulaşma ve ormanları koruma ve daha fazla ağaçlarımıza kaybetmenin insan geleceğini ne gibi tehditlere maruz kaldığını sinemanın o eşsiz dili ile anlatmak istiyorum
"Film Ekibim
Yönetmen: MeralÖzdemir
Yönetmen Yrd: Ebru Bilen
Görüntü Yönetmeni: Hasan Hüseyin Korkmaz, Jacob Pazouki
Kamera: Yasin Dağlı, Ahmet Alp Kahraman
Işık: Anıl Şen, Anıl Hüroğlu
Ses: Kübra Çelenk, Ayşegül Yılmaz
Kurgu: Hasan Hüseyin Korkmaz
Kamera Arkası Fotoğraf: Eren Ceylan
Projenin ilk yorumunu yapmaya ne dersin?