BELGESELİN KONUSU
Belgesel filmimiz; Avrupa’da ülkemizi temsil eden Türkiye'nin ilk üniversite tiyatrosunun ve daha sonra özel tiyatroların açılmasında ilk ateşi yakan, toplumcu çağdaş tiyatronun temeli, kendi deyimleriyle sanatla dünyayı değiştirebileceklerine inanan gençlerin hikâyesini 67 yıl sonrasından bakarak anlatmaktadır.
ANLATICILAR
HALDUN DORMEN, CAN KOLUKISA, YILMAZ BÜYÜKERŞEN, NURETTİN SÖZEN, GENCO ERKAL, İZZET GÜNAY, YILMAZ GRUDA, ZİHNİ GÖKTAY, RANA CABBAR, HÜSNÜ ÇINAR, OKAY SAĞTÜRK, TOLGA TİĞİN, YURDAER ERŞAN, ATİLA ALPÖGE, SEÇKİN SELVİ, AYDIN ENGİN, ATİLLA SAV, TUNCA YÖNDER, EROL KESKİN, SUNA KESKİN, ADEN TOLAY, AYBEK KORUGAN, ASLI ÖNGÖREN, NECDET AYBEK, OSMAN AROLAT, NEDRET GÜVENÇ, NEVRA SEREZLİ, İLGİ ADALAN, RAHMİ DİLLİGİL, ÇİÇEK DİLLİGİL, SİNA AKŞİN, GÜNEŞ UĞURLU, GÜNDÜZ VASSAF, HURİ AYKUT, ARZU KARAYEL AYKUT, METİN DENİZ, ALTAN AKIŞIK, CENGİZ TÜNAY, HEKTOR İSMET ÖKTEM, PROF. DR. EROL İPEKLİ, METİN ERCAN, CAN FUTACI
DANIŞMANLAR
Can KOLUKISA - Tiyatro ve Sinema Oyuncusu / Oyuncular Meslek Birliği Başkanı
Yurdaer ERŞAN - Tiyatro Oyuncusu ve Yönetmeni
NEDEN DESTEKLENMELİ?
Düşünsel ve sanatsal duruşuyla bugünün gençlerine örnek teşkil edecek bu kültür-sanat oluşumunun anlatıldığı belgeselimize vereceğiniz destekle "gelecek kuşakların tiyatro belleğine" katkı sağlamış olacaksınız.
Eminönü Halkevinde, ara vermeden günler süren prova saatlerinde sadece leblebi yiyerek tiyatro yapmış, Almanya'ya festivale giderken yolda kalmayalım diye mazotlarını bidonlarla otobüsün üzerinde taşımış, tiyatro tarihimizi yazmış ustalarımıza vefa borcumuzu bir nebze olsun ödemiş olacağız.
67 yıl öncesinde 15 yıl süren, Türkiye'nin ve dünyanın farklı şehirlerine dağılmış bir tiyatro topluluğunun ekibine ulaşmak, arşiv toplamasını yapmak hiç de kolay olmadı. İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencilerimiz ve ekip arkadaşlarımızla birlikte özveriyle, deyim yerindeyse iğneyle kuyu kazar gibi arşiv çalışması yaptık, çalıştık.
Şuana kadar herhangi bir kurum ve fona başvurmadan 2 buçuk yıl süren bir çalışmayla belgesel filmimizin; arşiv araştırma, belge tarama ve röportaj çekimlerini büyük oranda bitirdik.
Ve şimdi projemizi kolektivizm ruhuyla tamamlamayı düşünmekteyiz.
Elde edeceğimiz fonla belgeselimizin post-prodüksiyon (kurgu, seslendirme, ses düzenleme, müzik, miksaj, color) giderlerini karşılayacağız ve festival başvurularını yapacağız.
Bu yolculuğumuzda bize destek olan herkese sonsuz teşekkürler.
YÖNETMEN GÖRÜŞÜ
Türkiye'nin aydın ve ilerici gençlerinin birçoğu buradan yetişmedir. Sadece tiyatroda değil, her alanda kendi mesleğinin öncüleri olmuşlardı.. Tabi 67 yıl öncesi.. Birçoğu şuan hayatta değil.. Bazı isimleri de çekimler süresinde kaybettik. Ülkü Tamer, Yurdaer Altıntaş, Tonguç Yaşar, Hüsnü Çınar, Tunca Yönder... Hayatta olanların neredeyse hepsini teker teker arayıp buldum, 40’ın üzerinde değerli isimle görüştüm. (Istanbul, İzmir, Ankara, Bursa, Eskişehir, Bodrum, Almanya, İsviçre, Amerika...) Siyah-beyaz albümlerinden hiç yayınlanmamış o gençlik fotoğraflarını ve belgeleri tarihe tanıklık etmeleri için toparladım. Harika insanlar tanıdım bu süreçte...
Bu proje, ne yazık ki yapılmakta geç kalınmış bir projedir. Bir belgesel yönetmeni olarak tiyatromuz adına atılmış bu önemli adımı araştırıp yazmayı, gelecek kuşakların tiyatro belleğine katkı sağlamayı ve tarihe not düşmeyi görev bildim. Çünkü, dünün “GENÇLİK TİYATROSU”, sanatsal ve düşünsel duruşuyla bugünün gençlerine örnek teşkil edecek bir yapıydı. Bugün o ruhu çok fazla ihtiyacımız var.
Tiyatronun kuruluşundan 67 yıl sonra 2020 Mayıs ayında Gençlik Bayramı haftasında İstanbul prömiyerinde Gençlik Tiyatrosu’nun hayatta olan ve yıllardır birbirini görmeyen tüm ekibini buluşturmayı, günümüzde faaliyetlerini sürdüren Türk Tiyatrosunun tüm ustalarını ve üniversite gençliğini de davet ederek, ustalarla gençler arasında bir sinerji yaratmayı ve belgeselin final sahnesini burada çekmeyi istiyoruz.
İstanbul gösteriminden sonra, yurt dışında belgesel içerikli tüm festivallere başvurusu yapılacak filmimizi ayrıca Almanya Erlangen’de yani Türk Tiyatrosunun Avrupa’da ilk defa temsil edildiği şehirde göstermeyi planlıyoruz.
BİR ZAMANLAR TÜRKİYE’DE “GENÇLİK TİYATROSU” VARDI!
Gençlik Tiyatrosu, 1953 yılında Türkiye Milli Talebe Federasyonu’na bağlı İstanbul Üniversitesi Talebe Birliği tarafından kurulmuş ve 1968 yılına kadar varlığını 15 yıl sürdürmüştür. Türkiye tiyatro tarihi içerisinde çok önemli bir yere sahiptir.
İlk yönetmeni Avni Dilligil olan tiyatronun kuruluşunda; Hüsnü Çınar, Altan İlkin, Ali Keskiner, Altın Terim Erkuş, Enver Aydın, Hamit Beliğ Belli büyük emekleri olan kişilerdir.
Dönemin İstanbul Valisi Fahrettin Kerim Gökay, Eminönü Halkevi’nin sahnesini ve prova salonunu haftanın belirli günleri Gençlik Tiyatrosu’na tahsis ederek ileride birçok ilkleri başaracak, mesleklerinin öncüleri olacak gençlere kapı açmıştı.
Gençliğe tiyatro kültürünü aşılamak gayesiyle ilk tohumlar ekilerek, büyük tiyatro ustası Avni Dilligil yönetiminde 19 Mayıs 1953 tarihinde İstanbul’da Açıkhava Tiyatrosunda Latin komedya yazarı Terentius’un “Kaynana” adlı piyesiyle (Nurullah Ataç çevirisi) ilk temsil yapıldı ve büyük yankı uyandırdı.
Hemen ardından, 1954’te Paschoal Carlos Magno’nun “Yarın Başka Olacaktır” adlı eseriyle Almanya’da Dünya Gençlik Tiyatro Festivali’ne katılarak ülkemize birincilik kazandırdı. Bu oyunla Türk Tiyatrosu Avrupa’ya açıldı.
Sermet Çağan’ın yazdığı, Cüneyt Türel’in sahneye koyduğu epik anlatımıyla toplumcu tiyatronun ilk örneklerinden olan “Ayak Bacak Fabrikası” ilk defa Gençlik Tiyatrosu tarafından tiyatro severlere sunuldu.
O yıllarda Türkiye’de sadece iki profesyonel tiyatro vardı: Ankara Devlet Tiyatrosu ve İstanbul Şehir Tiyatrosu.
Ortaya çıkan Gençlik Tiyatrosu herkesin ilgisini çekmiş ve bir amatör tiyatrodan beklenmeyen bir başarı göstermişti.
Üniversiteli gençlerin oluşturduğu bu amatör topluluk kısa zamanda gençlik tiyatro hareketinin hem neferi hem de liderleri oldular. Tiyatroyu ele alış tarzları da özgündü, yorumlayışları da… Hedef aldıkları seyirci de değişikti. Onları bir araya getiren yalnızca bir role hazırlanmak ve sahneye çıkıp oynamak değildi, tiyatronun toplumsal bir görevi olduğuna inanıyorlardı. Çevrelerinde olup bitene ve toplumsal mekanizmaların işleyişine bakıyorlar ve gördüklerinden rahatsız oluyorlardı. Farkındaydılar ki Cumhuriyetin aydınlanma projesi daha tamamlanmamış, çağdaşlaşmaya doğru yürünmesi gereken uzun bir yol vardı önlerinde.
Türk tiyatrosunun birçok önemli ustasının ilk sahneye çıktığı tiyatrodur:
Metin Serezli, Nisa Ersan Serezli, Senih Orkan, Erol Keskin, Erhan Dilligil, Belkıs Fırat Dilligil, Aykut Oray, Halit Akçatepe, Tuncel Kurtiz, Cüneyt Türel, Tunca Yönder, Yurdaer Erşan, İnci Aykut, Gündüz Aykut, Ersun Kazançel, İlhan İskender, Semine Cilasun Günay, Altın Terim Soylu, Altan İlkin, Ali Keskiner, Attila Eldem, Rana Cabbar, Şemsi İnkaya, Birsen İnkaya, Tolga Tiğin, Yılmaz Gruda, Zihni Göktay, Zeki Diçsoy, Hamit Akınlı, Yurdaer Erşan, Sümeray Gürün, Cengiz Tünay, Aden Tolay, Hektor İsmet Öktem, Altan Akışık, Tanju Tuncel, Ayşegül Devrim, Filiz Üçel, Ertuğrul Üçel gibi daha birçok isim bu oluşumda yer alıyordu.
Turgut Özakman, Necati Cumalı, Güngör Dilmen, Sermet Çağan, Sabahaddin Kudret Aksal, Musahipzade Celal, Vasıf Öngören, Oktay Arayıcı, Melih Vassaf, Çetin Altan, Yılmaz Onay gibi birçok önemli yazarımızın ortaya çıkmasına vesile olmuştur.
Gençlik Tiyatrosu’ndan sadece tiyatrocular yetişmemişti, mesleklerinin öncüsü birçok isim yine bu topluluk arasındaydı:
UNESCO Dünya Kültür Mirası Koruma Üyesi Arkeolog Ufuk Esin,
Tıp Doktoru Prof. Dr. Üstün Korugan,
Esnaf ve Sanatkârlar Odası Başkanı Hüsnü Çınar,
Seramik Sanatçısı İlgi Adalan,
Şair-yazar Ülkü Tamer,
Almanya’da yaşayan Türk şair-yazar Aras Ören,
TRT’nin radyo spikerleri Filiz Ercan Uygur ve Güneş Uğurlu,
TRT İzmir Radyosu yöneticisi Okay Sağtürk,
İsviçre’de yaşayan Türk Diş Hekimi Necdet Aybek,
CHP Hatay Milletvekili Abdullah Öner Miski,
Gazeteci-yazar Aydın Engin,
Gazeteci-yazar Osman Arolat, Metin Ercan,
Uluslararası başarı sağlamış grafik tasarımcıları ve karikatürist Tonguç Yaşar, Yurdaer Altıntaş, Mengü Ertel.
18.04.2020
30.03.2020
26.03.2020
19.03.2020
15.03.2020
Projenin ilk yorumunu yapmaya ne dersin?