Küçük bir çocukken seyyar bir kebapçının yanında çırak olarak çalışıyordum. Ustam Vahap gençliğini İstanbul’da geçirmiş, sonra Mardin’e ailesinin istediği biriyle evlenmek için dönmüş melankolik bir adamdı. Öğle servisi bitince işi bana bırakır Birahaneye içmeye giderdi. Ben de hesap kitapları yapar, elimizde kalan parayı kendisine vermek için birahaneye giderdim. Giderdim dediğim de birahanenin kapısını açıp sadece başımı içeri sokardım. İçerdekilerden biri beni fark edince Vahap Ustayı dürterdi. Vahap Usta dışarı çıkar, ben parayı verirdim o da o paranın içinde bir kısmını avucuma sıkıştırırdı. Sıkılmış avuçla uzaklaşırdım oradan köşeyi dönünce de sayardım hemen: çünkü bana düşen pay sürekli değişirdi. Bu ritüel uzunca bir süre sürdü. İçerisi hafızamda berbat bir kokuyu ve bir soruyu miras bıraktı. Bu insanlar niçin buradalar? Bu insanlar dediğim kişiler benim hayranı olduğum kişiler, şehrin ileri gelenleriydi: Sendika başkanları, doktoru, güngörmüş esnafı , şairi vs. Peki neden her gece bu pis yerde bir araya geliyorlardı?
Yaşım Birahaneye gidebilecek yeterliliğe geldiğinde Diyarbakır’da öğrenciydim. Çocukluğumdaki kadar pis olmasa da Diyarbakır’da birkaç birahaneye müdavim olmuştum. Kendi masamdan çok hep başkalarına kulak misafiri olmaya çalışırdım.
Edebiyat seven biri olarak masama hep şiiri meze yaptım. İyi bir şiir okumak için içiyordum ya da duymak için belki de. Mekânın şiiri, şiirin mekânı oldu birahane. Öyküsünü de yazmıştım 6 yıl önce. Ne Yapsak Olmuyordan Sonraki Durak, ismiyle. Demek benim için çaresizliğin ötesini ifade eden bir yer oluvermişti. Kavramsal düşünmeye başladığım zamanlarda bir Pasif Nihilist atmosfer olarak düşünmeye başlayacaktım. Fark ettim ki ne yaparsam yapayım birahane hep hayatımın bir yerinde duruyor. Bir anlatı aracı olarak sinemayı tercih ettiğim zamanda elbette birahane yanı başımdaydı. Ve öğrendiğim en önemli öğretisi anlatının: En iyi bildiğin şeyi anlat’tı. İlk uzun metraj filmimde en iyi bildiğim şeyi anlatacaktım: Birahaneyi! Ve yıllardır cevap bekleyen soruyu bu insanlar neden burada ya da dışarısı ne kadar kirli ki buraya hapsolduk?
Birahane, tek mekanda tasarlanmış, yüksek sözcükler, sığ konuşmalar kimi zaman sessizliğiyle mekana hapsolmuş ruhların hikayesidir. Hayatında hep birilerinden ya da bir şeylerden kaçan insanların sığındığı Birahane Bu karakterlerin ruhuna tekinsiz bir ev sahipliği yapıyor. Birahane filmi aynı zamanda gerek mekanla kurulan ilişkiyle gerek müdavimlerin kendi aralarındaki ilişkiyle kentte kabul görmeyenlerin ya da kenti kabul etmeyenlerin hikayesini anlatmaya çabalamaktadır.
Yukarda anlatmaya çalıştığım film tek mekanda geçen 70-75 dakikalık bir uzun metraj film olarak masamızda duruyor. İzleyicisiyle buluşmasına çok az kaldı. Bu projenin alacağı destekler filmin seyirciyle buluşmasını kolaylaştıracaktır.
7.09.2022
6.09.2022
6.09.2022
6.09.2022
6.09.2022
6.09.2022
6.09.2022
6.09.2022
5.09.2022
5.09.2022
5.09.2022
4.09.2022
3.09.2022
3.09.2022
2.09.2022
2.09.2022
2.09.2022
2.09.2022
2.09.2022
1.09.2022
31.08.2022
31.08.2022
31.08.2022
30.08.2022
29.08.2022
27.08.2022
27.08.2022
26.08.2022
26.08.2022
25.08.2022
25.08.2022
25.08.2022
25.08.2022
21.08.2022
20.08.2022
19.08.2022
19.08.2022
18.08.2022
18.08.2022
17.08.2022
17.08.2022
17.08.2022
17.08.2022
17.08.2022
17.08.2022
17.08.2022
17.08.2022
17.08.2022
17.08.2022
Projenin ilk yorumunu yapmaya ne dersin?