Fongogo Elçileri köşesinde bu haftaki konuğumuz Serhat Yılmaz!

İnsanlar arasındaki başarı ya da başarısızlık farkını yaratan en önemli unsurlardan birinin kendine sorulan sorular olduğunu düşünüyorum. İlk sorum dünyaya nasıl geldiğim ile ilgiliydi. Sonraları kendime neden dünyaya geldiğimi sormaya başladım.Dünyaya geldiysek bir misyonumuz olmalı sonucuna ulaştım.Sonra bu misyonu aramaya başladım.Derken ilkokul,ortaokul bitmişti.Ama benim sorularım karmaşıklığını arttırarak devam ediyordu.Misyonumuz doğduk,büyüdük ve öldük kısır döngüsünden ibaret olamazdı.İnsan ölmeden bir şeyler bırakmalıydı bence dünyaya.Lisede daha da yoğunlaştım sorulara ve karmaşık cevaplara.Artık yavaş yavaş anlıyordum.Kimim ? Neyim ? Ne yapmayalım ? Nasıl yaşamalıyım ? İdeallerim,hedeflerim ne ? Kısacası ben insandım.Yoktu hiçbir farkım,diğer kullarından tanrının.

Kendimi bir sosyal bilimci olarak tanımlayıp formel bilimleri bilim insanlarına bıraktım.Üniversiteye gitme zamanı gelmişti.Artık başka insanların sorularına yoğunlaşmaya başladım.Soru sormaktan,cevapları araştırmaktan bıkmadan girmediğim kulüp,çalışmadığım dernek kalmamıştı.Gelecekte insanlara bu dünyadan bir Serhat geçmiş dedirtmekti en büyük hayalim.Derken Fongogo ile tanıştım.İnsanlara fikirlerini projeye,projelerini de hayata geçirmekte yardımcı oluyorlardı.Nasıl bu sürecin bir parçası olurum derken,Fongogo Elçiliği çıktı karşıma.Rüya gibi! Hem başka insanların hayallerini gerçekleştirmelerinde yardımcı oluyorsun,hem de bir gün bana kendi sorularımın cevaplarını hayata geçirmem de yol gösteriyor.Hiç kaçırmadan bu ekibin bir parçası olmaya karar verdim.

Eğer sizde bu dünyaya bir miras bırakmak istiyorsanız,gelin Fongogo’da hayat bulsun.