Oyuncular
İsmail / Özdemir Özden
Hüseyin / Rifat Durmuş
Nazire / Aslı Yiğit
Ekip Üyeleri
Yönetmen / Tunahan Karabıyık
Görüntü Yönetmeni / Ertan Yılmaz
Sanat Yönetmeni / Deniz Salmanlı
1.Yardımcı Yönetmen / Zeynep Tuğçe Banazılı
2.Yardımcı Yönetmen / Melda Zeynep Sarı
Prodüksiyon Amiri / Özüm Bitmez
Kamera Asistanı / Zehra Betül Kartallı
Focuspuller / Dilan Yalçın
Ekipman Listesi
Kamera: Blackmagic Pocket Cinema Camera 6K / Sony A7S2 Lens: Zeiss Compact Prime Set (15,25,35,50,85,135) ve Sony 24-70 Gimball: Zhıyun Crane 3S
Tripod: CAMGEAR MARK 6
StaticCam Seti Vücut / StaticCam Seti Omuz
Monitör: Atamos Ninja 5
Follow Focus: Edelkrone Follow Focus One Pro
Mikrofon: RODE NTG4+ ve Boom Sopası / Sony-URX-P03, Sony UTX-B03
Ses Kayıt Cihazı: TASCAM - DR 44 WL
Işık: 2x Turuncu Kafa ve Işık Ayağı
2x CosmoLight 1000w ve Işık Ayağı 2x GDX GX600 ve Işık Ayağı
Reflektör Siyah Strafor
Hafıza Kartı: SSD , SD Kart
Filmin Teması
Konuşamıyor olmanın çaresizliği.
Storyline
Almanya’ya işçi olarak göç eden İsmail cezaevine girer, Almanca bilmeyen karısı Nazire görüş için yanına gider fakat Türkçe konuşmak yasak olduğu için İsmail ve Nazire konuşamıyor olmanın çaresizliğiyle baş başa kalır.
Sinopsis
İsmail, eşi Nazire ve 5 yaşındaki çocuklarıyla birlikte Türkiye İşgücü Antlaşmasından faydalanarak Almanya’ya 1973 yılında petrol krizinden hemen önce gelirler. Birkaç ay sonra da İsmail’in kardeşi İbrahim eşi ve çocuklarıyla onların yanına gelir. İsmail gündüzleri fabrika işçisi olarak çalışır, geceleri de neredeyse her gün içkili mekanlara gider. Nazire de gündüzleri evlere temizliğe gider. Hem İbrahim, hem de İsmail çalıştıkları için Nazire’yi çoğu zaman temizliğe İbrahim’in eşinin abisi Hüseyin götürür. 1974 yılının mayıs ayında, Almanya’daki 1.yılını henüz tamamlayan İsmail sürekli gittiği gece kulübünde çıkardığı kavgada bir Alman’ı karnından bıçakla yaraladığı için tutuklanır. Cezaevi başka şehirde olduğu için ve İbrahim de görüş saatlerinde hep çalıştığı için Nazire birkaç hafta Hüseyin’in müsait olmasını bekler ve ancak bir ay sonunda Hüseyin onu görüşe götürür. Nazire tek başına cezaevi önünde görüş saatini arabanın yan koltuğunda beklerken sürekli elindeki bir kağıttan Almanca cümleleri tekrar ederek avucunun içine yazar; “Wie geht es dir” “Brauchst du etwas” “allen geht es gut” “wann wird es fertig” sürekli aynı şeyleri sürekli aynı sırayla tekrar eder, bir yandan da ileri geri hafifçe sallanır. Hüseyin o sırada arabanın önünde sigara içer. Bir süre sonra Hüseyin gelip arabaya biner ve arabada önce kendi kendine İsmail hakkında söylenir. Nazire onunla ilgilenmeden Almanca cümleleri içinden tekrar etmeye devam eder. Hüseyin bir süre sonra susar. Birkaç dakikalık sessizlik sırasında Nazire’yi süzer ve alttan alttan Nazire’ye olan ilgisini belli eder. Nazire görüş saatinin gelmesini fırsat bilip arabadan iner ve cezaevine gider. Görüş odasını ortadan ayıran bir cam ve camın her iki tarafında da iletişim kurabilmeleri için telefon vardır. Ardından birkaç dakika sonra camın iç tarafındaki gardiyan yanında İsmail ile gelir. İsmail sakallı, dağınık saçlı ve epey zayıf görünümlüdür. Gardiyan hemen İsmail’in yanında bekler. Bir süre sonra Nazire içeri diğer gardiyanla birlikte girer. Kapı önünde durur, avuçlarını sımsıkı kapatır. İsmail’le göz göze gelirler. Hemen sonra gardiyan ilerlemesini söyler. İsmail yavaşça telefonu alır, Nazire, İsmail eliyle telefonu işaret edinceğe dek bekler. Telefonu alıp kulağına tutar. Birbirlerine bir süre bakarlar. İsmail karısına Almanca nasıl olduğunu sorar, Nazire Almanca iyi olduğunu söyler ve İsmail’in nasıl olduğunu sorar. Nazire ara ara gardiyanlara kaçamak bakışlar atar. İsmail Almanca olarak babam nasıl diye sorar, Nazire iyi der. İsmail bu kez anam nasıl diye sorar, Nazire iyi der yeniden. İsmail bu kez çocuklar nasıl, kardeş nasıl der, Nazire onlar da iyi diye karşılık verir. Bu konuşamama hali devam eder. Nazire avuçlarının içine bakar terlediği için yazılar silinmiştir. Nazire kendi kendine arabada ezberlediği kelimeleri aklına getirmeye çalışır, bir yandan da ileri geri hafifçe sallanmaya başlar. İsmail karısını detaylıca bir süzer. Nazire bir süre sonra “wann wird es fertig” (ne zaman bitecek) diye sorar. İsmail göz ucuyla gardiyana bakarak yakında serbest kalacağını söyler. Nazire "Husevin sagt zwei jahre straff.” (Hüseyin iki yıl ceza dedi.) diye karşılık verir. İsmail Hüseyin’in adını duyunca öfkelenir ve Hüseyin bir şey bilmez, onunla konuşma der sertçe. Nazire önce siner, başını eğer ama bir yandan da hoşuna gider, alttan alttan gülümser. Nazire Almanca "sana yemek getirdim” der İsmail’e. İsmail ne getirdiğini sorunca Nazire Türkçe Tarhana diyecek olur, yarısında bir anda susar ve güç bela, duraksaya duraksaya, el hareketleri yaparak "Du weisst... gut Dorf brot. Türkich wurst.” (Bilirsin, güzel köy ekmeği, Türk sosisi.) diyebilir ancak. İsmail karısının o halini görünce utanır ve ona gitmesi gerektiğini söyler, Ayağa kalkıp vedalaşırlar, Nazire son kez avuçlarının içine bakar ve çıkar, İsmail öylece durur.
Projenin ilk yorumunu yapmaya ne dersin?