Deli - Kısa Film

Yönetmen Hakkında

Canan Sennaroğlu, 1999 yılında İstanbul’da doğdu. Üniversite eğitimini Koç Üniversitesi Medya ve Görsel Sanatlar ve Psikoloji Yan dal eğitimiyle tamamladı. Bitirme tezi için kaleme aldığı “Deli” adlı kısa filmine hayat verdikten sonra, kariyerine yönetmenlik, yaratıcı yazarlık ve oyunculuk faaliyetleriyle devam edecek.

 Deli Ne Anlatıyor? 

Deli, kendini ait hissetmediği bir hayatı yaşayan Anıl’ın, toplum baskısı karşısındaki mücadeleyi, bu mücadeleyle elde etmeye çalıştığı “kendi benliğini” konu alan bir kısa film projesidir. 

Anıl, gönülsüzce babası Faysal’ın finans şirketinde müdür yardımcısı olarak çalışmaktadır. Faysal oğlunun kusursuz bir iş insanı olmasını ister ancak arzuladığı çalışma disiplinini oğlunda göremediği için onu eleştirir. Oysa Anıl’ın özünde müzik ve dans tutkusu vardır. Yaşam felsefeleri ve tutkularıyla iki farklı dünyadır baba ve oğul.

Şirketin geleceği için oldukça önemli olan toplantının gerçekleşeceği günde, Faysal’ın gözde çalışanı pazarlama müdürü Cemal, Anıl’ın yaşadığı gerginlikten faydalanarak onun yerine geçmek için sinsice kuyusunu kazmaktadır. Toplantı öncesinde üçlü arasında ipler gerilir. Toplantıdan önce ofis dışına çıkan Anıl, ilginç bir adamla karşılaşması sonucu beklemediği bir yüzleşme yaşar. Bu yüzleşme Anıl’ın kendini dışarıdan görmesine sebep olur. Ofise döndüğünde var olan düzene ait olmadığını anlayan Anıl, hayallerini gerçekleştirebilmek için varoluşu ve vazgeçişi arasında bir karar vermelidir.

Desteğinize İhtiyacımız Var. 

Aylardır üzerine çalıştığımız kısa filmimizle ilgili hayallerimizi gerçekleştirebilmemiz için desteklerinize ihtiyacımız var. Desteklerinizi ekipman kiraları, çekim mekanlarının kiraları, sanat yönetimi için gerekli malzemelerin alımı ve post prodüksiyon aşamalarında kullanacağız.

 Bize Nasıl Destek Olabilirsiniz? 

Ekibimize destek olabilmek için sayfada bulunan “destekle” butonuna tıklayarak dilediğiniz ödülden dilediğiniz adette seçerek bize katkıda bulunabilirsiniz.. Fongogo hesabı olmayan destekçilerimiz “Gizli Fongogocular” olarak gözükecektir. Daha fazla kişiye ulaşabilmemiz adına projemizin Fongogo sayfasını sosyal medya hesaplarınızda paylaşarak bizi destekleyebilirsiniz.

“İnsanlar ne der” diye düşünerek hayatımızı yaşarsak başkalarının hayatlarını yaşamış oluruz.  Ruhumuz bizi ait olduğumuz yere götürecektir.  Güzel olanın kalbimin sesini dinlemek olduğunu anladım, o sese kulak verince.

Kalbimin sesiyle Anıl karakterini kaleme aldım. Hikayede Anıl’ın kavgası kendisiyle, bir başkasıyla değil aslında. Kendisiyle barışırsa ancak bütün engelleri aşabileceğini görmesi gerekiyor. Yazdıkça Anıl ile beraber özgürleştiğimi hissettim. Farklılıklarımın eksiklik veya kusur değil, beni özel kılan şey olduğunu öğrendim.

Dünyanın neresinde olursak olalım, insanların hayatlarımıza dair her zaman söyleyecekleri olacaktır. Uyum sağlamıyorsan, ötekiysen, eksik veya fazlaysan önce “deli” diyeceklerdir. Dayatılan kalıplara göre yaşamak esas delilik olur bence. 

Senaryomun tohumlarını ekmeye başladığım ilk zamanlarda insanlara “Delilik sizce nedir?” diye sormuştum ve birbirine benzemeyen onlarca cevap almıştım. Çünkü “delilik” kişiseldi, herkes için farklı bir şeyi temsil ediyordu.

Ancak deliliğin özgürlükle bir ilgisi olmalıydı...

Deliliğimiz, özgürlüğümüz olur. Özgünlüğümüz hayata ve sanata renk katar. Bir yandan hayata verilecek en güzel cevap da delirmektir belki de. Şu dönemde delilik kaçınılmaz, o yüzden belki de sadece dans etmek lazımdır. Sevdiğim tüm sanatçıların deli olduğunu düşünüyorum ve onlara en büyük hayranlığım farklıklarını ürettikleri işe yansıtabilmeleri. Herkesin deliliği kendine.