Furkan Karabay, 1996 yılında Kütahya'da doğdu. İlk ve orta öğrenimini Domaniç İlkokulu’nda tamamladı. Domaniç Anadolu Öğretmen Lisesi'nden 2014 yılında mezun olduktan sonra, Erciyes Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Televizyon ve Sinema bölümünden 2018 yılında mezun oldu. Üniversite eğitimi boyunca kısa film, belgesel, tanıtım ve reklam filmi gibi çeşitli projelerde yer aldı. Stajını, Kanal 7 haber merkezinde kameramanlık yaparak yerine getirdi ve çektiği üç haber, akşam haberlerinde yayınladı. Okulunu bitirdikten sonra, TRT1’de yayınlanan Tek Yürek dizisinde üç bölüm yönetmen yardımcılığı yaptı. Daha sonra Domaniç Halk Eğitim merkezinde fotoğrafçılık dersleri verdi ve Domaniç Kaymakamlığı’nın desteğiyle 23 Nisan ile ilgili bir kısa film çekti. Bu kısa film basında yer buldu. Küçük Ağaç ve Santral isimli kısa filmleriyle sektörde yer almaya devam etti. Santral isimli belgeseliyle birçok festivalde yer aldı ve ödüller kazandı. Şu anda Erciyes Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde “2000 SONRASI TÜRK SİNEMASINDA BAĞIMSIZ SİNEMANIN EKONOMİ POLİTİĞİ” adlı tez çalışmasını yürütmektedir.
İnsanlar her sabah uyanıp işlerine gitmektedir. Tek amaçları maaşlarını alıp, rahat bir hayat yaşayabilmektir. Farkında olmadıkları şey ise özgür olmadıklarıdır. İnsanlar kendi yansımalarına sadece aynada sahip olabilmektedir. İçlerinden biri başkaldırsa veya aykırı bir hareket gerçekleştirse patronlar tarafından cezalandırılmaktadır. İşte tam da buradan yola çıkarak filmde bir karakterin kendi içindeki savaşı ortaya döküp gerçek dünyadaki insanların hayattaki sıkışmışlıklarını göz önüne koymak hedeflenmektedir. Bu sayede insanlar kendi benliklerinin farkına varacaktır.
Şimdiye kadar çektiğim filmlerin geneli, insan hayatıyla ve doğrudan yaşamın içinden bilgiler üzerine kuruldu. Filmlerimin mizansenini doğa oluşturdu. Bu filmin mizansenini de doğa oluşturacak. Bu yüzden vereceğiniz destekler, elimde bulunan küçük miktarın üzerine eklenip lokasyona ulaşım, oyuncu, ekip ve ekipman için kullanılacaktır. Eğer sizden gerekli desteği görürsem filmde oynayacak oyuncuyu seçmekte daha rahat davranacağım. Bu sayede filmin kalitesi artacak ve daha fazla kitleye ulaşacaktır. Şimdiden bana güvenip verdiğiniz destekler için teşekkür ederim. Hep birlikte başaracağız.
Bu soru aklına takılan illaki vardır. Ben bu sektöre girerken bazı şeyleri değiştirmeye karar verdim. Ama geldiğim noktada genç sanatçıların önlerinin nasıl kapatıldığına şahit oldum. Yeniden bir çıkış noktası arıyorum. Eğer bu çıkış noktasını bulursam ve ilk uzun metrajlı filmimi çekersem, Ahmet Uluçay’dan devralacağım bayrak ile dünyada yer edinememiş sinemamızın ortaya çıkmasını sağlamaya katkı verecek ve bu yolda yeni öğrenciler yetiştireceğim. Bunun için küçük bir fırsata ihtiyacım var. O da bu yolun başı olan bu kısa filmi çekmek. Desteğinize bu yüzden ihtiyacım var.
Furkan Karabay olarak, Türkiye gerçekliğinde sanat üretiminin oldukça zor bir süreçten geçmeyi gerektirdiğinin ve sinemanın tekelleşmiş bir sektör haline gelerek, genç sinema sanatçılarının önünü ne denli kapattığını görüyorum. Ancak bu zorluklar ve sisli yolumun sonunu göremeyişim, beni ve sanatçı ekip arkadaşlarımı yıldırmamalı. Zira sanatın tarihi, yılmayıp mücadele eden, hayallerinin peşinden giden gençlerin isimlerinin önüne “büyük sanatçı” yazmıştır.
Çekeceğim Lotus isimli bu kısa filmde avukat olan karakterimiz, hayatın yönlendirdiği gibi kendine şekil vermiştir. Mesleğini kötüye kullanıp, rüşvet alarak adalet sisteminde büyük bir gedik açmıştır. Karakterimiz geçirdiği kaza sonrası Türk Mitolojisi’nden alınmış olan sembollerin bir araya gelmesiyle yeniden kendini bulacaktır. Burada anlatmak istediğim şey, insanların dile getirdikleri engelleri aslında kendi önlerine yine kendilerinin koymasıdır. Sisli yolların her zaman aydınlığa çıkacağına düşünürüm. Sadece doğru yönü bulmamız gerekir. Filmde, dolaylı yoldan bu yolu bulmaya çalışan karakterimizin serüvenini, doğanın bana verdiği gücü kullanarak deneysel bir şekilde size aktaracağım.
İrva (30) hâkim, savcı yardımcılığı sınavlarına hazırlanmakta olan bir avukattır. Uzun süre boyunca mesleğini etik değerleri çerçevesinde yerine getirmiştir. Daha fazla para kazanma hırsı yüzünden mesleğini kötü yönde kullanıp, davalara aldığı rüşvete göre yön vermeye başlamıştır. İrva yeni aldığı dava sonrasında dinlenmek için ormana gider. Kitabını okuyup kahvesini içerken telefon çalar. İrva parayı aldığını söyler. Kitabını yeniden okumaya başlar. Bir karga öterek gökyüzünden geçer. Telefon yeniden çalar. Annesinin ağır bir kaza geçirdiğini öğrenir. Hastaneye doğru yola çıkar. Aldığı haberin şokuyla göz yaşlarına hakim olamaz. Arabanın camını açar ve sigara paketinden bir sigara alır. Sigarayı yakmaya çalışırken sigara ağzından düşer. İrva sigarayı düştüğü yerden almak için eğilir. Arabanın kontrolünü kaybeder ve uçurumdan aşağıya yuvarlanır.
İrva gözlerini bir orman evinde açar. Evin kapısını açıp dışarı çıkar ve kendini uçsuz bucak bir arazide bulur. Arkasını dönüp baktığında orman evi yerine, bir kapı ve kapının içindeki aynayı görür. Aynada kendi yansıması yerine anne, baba ve bir bebek olduğunu görür. Bebeğin kıyafetinde Anka kuşu motifi vardır. İrva ne olduğunu anlamak için etrafına bakar. Yeniden kapıya doğru bakınca aynanın olmadığını görür. Kapıdan içeri girer ve kendini başka bir mekânda bulur. Kapıya bakar ve yeniden ayna olduğunu görür. Aynanın içinden üzerine doğru takım elbiseli adamların geldiğini görür. Korkup geriye doğru adımlarken yakınındaki bir çalının hareket ettiğini ve bir kurdun ulumasını duyar. Korkarak sesin geldiği tarafa bakar. Kimsenin olmadığını görür. Tekrar kapıya bakar ve aynanın olmadığını görünce koşarak kapıdan çıkar. Ayağı takılarak yere düşer. Olduğu yerde cenin pozisyonu alıp ağlamaya başlar. O sırada çıktığı kapıdan çocuk gülme sesi gelir. Olduğu yerden kapıya bakar. Kapının girişinde bulunan aynanın içinde mezarlıkta gülüp oynayan bir kız çocuğu görür. Bu sırada gökyüzünde bir kuş tüyü İrva’nın üstüne doğru süzülür. İrva avcuna aldığı kuş tüyüne bakarken çocuk sesinin kesildiğini fark eder ve kapıya bakar. Aynanın olmadığını görüp kapıdan geçer kendini bir göl kenarında bulur. Orada bulunan bir ağaca yaslanıp oturur ve elindeki tüye bakar. O sırada kapıdan gelen ses üzerine kapıya bakar ve aynanın içinde beyaz elbiseli kendini görür. Aynadaki yansımasının elinde lotus çiçeği vardır. Yansıması sağa doğru bakar. İrva’da o yöne bakar. Gölün üstündeki yosun kaplı lotus çiçeğini görür ve gidip koparır.
İrva kaza yaptığı arabasının yanında yavaş yavaş kendine gelmeye başlar. Hemen yanı başında bir lotus çiçeği bulunmaktadır.
17.05.2024
17.05.2024
17.05.2024
16.05.2024
14.05.2024
12.05.2024
9.05.2024
9.05.2024
9.05.2024
9.05.2024
7.05.2024
7.05.2024
7.05.2024
6.05.2024
Projenin ilk yorumunu yapmaya ne dersin?